Neden Buradayız?

Sosyal Medyacı küçük kardeş yeni böbrek nakli olmuş büyük kardeşe demişti ki beş yıl önce "bre kardeş gel beraber kardeş kardeş bir blog açalım, hem çalalım hem oynayalım; bizimle oynamak isteyenleri de aramıza kata kata kocaman bir aile olalım."

İşte böyle çıktık yola,hem kendimiz için hem sizin için, hayatın ve hayatlarımızın içinden, aklımızdan geçenleri, aman aklımıza gelmesin dediklerimizi; görüşlerimizi; yaşanmışlıklarımızı ve yaşanmışlıklaşmasını umduklarımızı; Dün’ün Bugün’ün olası Yarınların içine Siz dostları da katıp, arkamızda rüzgar önümüzde hayat, savrulalım dedik.

Her telden çalmak için burdayız, hem ağlatıp hem güldürmek, bazen güldürürken ağlatıp bazen ağlatırken güldürüp hep düşündürmek için. Gün gelecek stresimizi atacağız birlikte, gün gelecek kızıp bağıracağız ama inanın kızarken bile mutlu olacağız; Çünkü biz inanıyoruz ki mutluluk varılacak hedef değil, katedilen yoldur. Biz bu yolda iki mutlu noktayız ve sizlerle bir sürü mutlu noktacıklar olmak için buradayız....



5 Mart 2012 Pazartesi

İki adam ve bir kadın; bir kadın ve iki aşk (5.bölüm)

Diğer bölümlere sol taraftaki Mart ayı arşivinin altından ulaşabilirsiniz.



Aslı Halkla ilişkiler mezunuydu ve bir ajansta müşteri temsilcisi olarak çalışıyordu. İşini sevdiği ölçüde bir o kadar da başarılıydı, yani Aslı da ağzı iyi laf yapanlardandı ve şimdi eve gidip ahizeyi kaldıracak, Rahmi’yi arayacak ve duydugu  “Buyrun”  kelimesinden sonra Rahmi’nin konuşmaya başlamasına fırsat bile vermeden içindekileri bir bir dökecekti, asla yumuşamamalı, kararlı olmalıydı.

Öyle de yaptı. Hızla kapıyı açtı, içeri hızla girdi ve yine aynı hızla telefonu kaptığı gibi kanepesine uzanarak Rahmi’ye ait 7 numarayı hızla çevirdi ve tek çalıştan sonra açılan telefondan gelen buyrun’dan sonra planladığı gibi hemen konuya girdi. Rahmi’nin sesi çıkmıyor, ahizenin diğer ucunda Aslı’yı dinliyordu. Aslı Rahmi’nin binbir güzel kelimeyle kendisini kararından vazgeçirmeye çalışacağını düşünmüş hatta belki de böyle olmasını ummuştu ama gidişat düşündüğü gibi değildi. Çok kararlı ve vazgeçilemez bir biçimde konuşmuş olmalı, Rahmi’ye söyleyecek söz bırakmadan her ihtimali bir bir sıralayıp ilişkilerinin tüm devam olasılıklarını çürütmüş olmalıydı ki Rahmi sessizliğe gömülmüştü...Aslı’yı hayal kırıklığına uğratacak şekilde susuyordu işte... Tüm çekingenliği Aslı ile konuşurken kaybolan ve bambaşka birine dönüşen Rahmi yine kendini sessizliğinin arkasına saklamış seyrediyordu. Korktu Aslı çok korktu ve korkmakta da haklıydı.

Sonunda ahizenin diğer ucundan ezilmiş tek bir cümle duyuldu, peki sen nasıl istersen, elveda ilk ve son aşkım, mutlu ol... Ve telefon kapandı.
Ah ne yapmıştı Aslı, zaten yaralı ve aşık bir adama söylenecek sözler miydi söyledikleri, O’nu ölümün eşiğinden kendisi kurtarmış şimdi yine kendi elleriyle uçurumun kenarına getirmiş haydi atla demişti.

Birden gerçeğin farkına vardı, ne yapabilirdi, evini bile bilmiyordu, yüzünü bile görmemişti ve aşık olduğu adamlardan birine ait elinde  sadece bir telefon numarası vardı. Polis... evet polis’e gitse durumu anlatsa belki telefon numarasından adres bulabilirler, kendine birşey yapmadan Rahmi’yi kurtarabilirlerdi. Gerçi onlara da laf anlatmak deveye henden atlatmaktan zordu ama bir şansını denemeliydi. İlk önce bilinmeyen numara servislerinden telefon numarası verip adres almaya çalıştı ama kayıtlı adres yoktu, yani son çaresi polisti.  

Koşarak dışarı çıktı ve arabasına atladığı gibi en yakın karakolda aldı soluğu. Şanslıydı, nöbetçi komiser duyarlı bir adamdı, birkaç tuşa dokunup hemen telefon numarasına ait adresi çıkardı ve acele edin hanımefendi durum dediğiniz gibiyse geç kalmak istemeyiz diyerek Aslı ile birlikte bilgisayarın onlara verdiği adrese doğru yola çıktılar.

Araba hızla ilerlerken Aslı şaşkınlık içinde etrafına bakıyordu, bu sokakların hepsinden neredeyse her gün geçmiyor muydu yoksa korkudan etrafı birbirine mi karıştırmıştı. Yok hayır yanılmıyordu, Mahir’in evine doğru giden yol üzerindeydiler. Demek Rahmi bu kadar yakında oturuyordu; belki de yürürken sokakta defalarca yanyana geçmişlerdi birbirlerini tanımadan kimbilir. Aslı bu düşünceleri telaş ve korkusunun üzerine örterek kendini sakin tutmaya çalışırken birden Komiser arabayı Mahir’in oturduğu apartımanın önünde durdurdu. Adres burasıydı, Sarmaşık sokak numara 17 Daire 8 dedi komiser, hadi acele edin çıkalım. Aslı’nın  şaşkınlığı doruklara ulaşmıştı, artık hiçbirşey düşünemiyordu, neler oluyordu, nasıl olurda Mahir ve Rahmi’nin adresi aynı olabilirdi....

Komiser önden, uyuşmuş bir şekilde Aslı arkasından asansöre doğru koştururlarken  Aslı’nın kanını donduran, yüreğini delip geçen, bir daha asla kulaklarından silinmeyecek ve O’dan belki de yıllarını çalacak o tek el silah sesi duyuldu. Lütfen beynimin bana oynadığı oyunlardan biri daha olsun bu ses diye kendi kendine yalvardı Aslı ama değildi. Komiser Necdet de aynı sesi duymuş, yüzü burulmuş ve asansörü beklemeden hızla merdivenlere doğru koşturmuştu, Aslı da yine arkasından...

Rahmi, Aslı ile konuştuktan sonra daha doğrusu Aslı konuştuktan Rahmi sessizce dinledikten sonra, O’nu hayata bağlayan aşkının başkasını da hayata bağladığı düşüncesinin aslında bir yalandan ibaret olduğunu anlamış ve aylar öncesinde herşeyin başladığı andaki haline geri dönüvermişti. Çekmeceyi açmış, silahını sağ eline almış, evdeki 2 farklı telefon numarasından  Aslı ile konuştuğu, çoğu zaman komodininin kilitli çekmecesinde saklı durmaya alışmış gri ahizeli telefon da diğer elinde bir süre öylece durup beklemişti. Belki Aslı yeniden arar da söylediklerini söylenmemiş kılar diye...Ama Aslı aramadı, aramak aklından geçmedi, O Rahmi’ye ulaşma telaşındayken Rahmi Aslı’nın umursamadığını düşünerek telefona baktı ve bekledi, bir daha baktı ve bir daha bekledi. Aslı tam asansörünün kapısına gelene kadar bekledi, silahın sesini duyacak kadar yakında olduğundan ve kendisini aradığından habersiz , tetiği çekti, kafasından O’na seslenen diğer sesi bu sefer hiç dinlemedi.

Komiser Necdet ve Aslı sekizinci kata ulaştıklarında, sokak kapılarını açıp dışarı fırlamış meraklı komşu bakışları eşliğinde, 8 numaralı kapıyı önce usül itibariyle çaldı Necdet, ardından da hiç beklemeden kırdı. 

Aslı delirmiş gibiydi, sayısız gecelerini ve hayatının belki de en mutlu ve umutlu saatlerini geçirdiğine inandığı Mahir’in dairesinde Rahmi’yi arıyor ve beyni bu karmaşaya bir yanıt veremiyordu. Çarpık düşünceler bozuk bir plak gibi gıcırdayarak dönüp duruyordu zihninde.
Sokak kapısının direk olarak salona açıldığı dairede, Aslı’nın çok yakından tanıdığı, gecelerce önünde oturup yetiştiremediği projeleri tamamladığı çalışma masasının ayaklarının dibinde, kan gölünün ortasında, yüzü duvara dönük yatan bir adam, üzerinde geçen baharda kendisinin Mahir’e aldığı kazak, Mahir’in eşofmanı, ayağında Mahir’in terlikleri, elinde daha önce hiç görmediği gri telefon ahizesi ve o korkunç sesin sahibi silah...Koştu Aslı, çarpılmış düşünceleriyle beraber, karışmış duygularıyla, sorularıyla, bulamadığı cevaplarıyla ve pişmanlıklarıyla beraber koştu. Aşklarıyla beraber, yitirmişlik ve yitirilmişlikleriyle beraber 10 adımlık mesafeyi sanki 10 saatte koştu. Komiser Necdet’in dokunmayın diye bağırışını umursamaksızın yerde yatan Rahmi’yi sırtüstü çevirdi ama gördüğü Mahir’di. Bir Mahir’i gördü Bir Rahmi’yi; bir Rahmi’yi bir Mahir’i...Ellerini dizlerine kavuşturup kan gölünün ortasında öylece kalakaldı...Ta ki birileri kenetlenmiş kollarından O’nu zorla tutup ambulansa bindirene kadar kıpırdamadan kaldı Aslı...

Son bölüm için tıklayın!

Alev Keskin

4 yorum:

  1. Bir iki gunluk yogunluktan dolayı yorumlarımda gecıkme oldu.. ama ozellıkle son bölümde heyacanım doruga ulasmıs durumda,sabırsızlıkla beklıyoruz.. Nısret Kantarcı Tasan..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. 2 bölüm kaldı hatta belki hepsini yarın koyarım Nusret Teyze daha fazla bekletmem. sayfa uzunluguna bağlı:) zaten anlaşılmış olmalı işin özü ama bilmem??? hala tahmin alamadım:)

      Sil
  2. Bu bolumlerde heyecan vardi mahir rahmi ayrimini tam anlayamdim roman konusunda cahilim soyledigim gibi buna ragmen hos bir deneyim yasiyorum kalan bolumler icin meraklandim supriz var bunu hissediyorum kalemine (klavyene:)) saglik iyi geceler @trndmrz

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. :))Çok naziksin, okuduğun için ben teşekkür ederim sana...sevgiler

      Sil

Çok teşekkür ederiz,yorumlarınız bizim için çok değerli.