Neden Buradayız?

Sosyal Medyacı küçük kardeş yeni böbrek nakli olmuş büyük kardeşe demişti ki beş yıl önce "bre kardeş gel beraber kardeş kardeş bir blog açalım, hem çalalım hem oynayalım; bizimle oynamak isteyenleri de aramıza kata kata kocaman bir aile olalım."

İşte böyle çıktık yola,hem kendimiz için hem sizin için, hayatın ve hayatlarımızın içinden, aklımızdan geçenleri, aman aklımıza gelmesin dediklerimizi; görüşlerimizi; yaşanmışlıklarımızı ve yaşanmışlıklaşmasını umduklarımızı; Dün’ün Bugün’ün olası Yarınların içine Siz dostları da katıp, arkamızda rüzgar önümüzde hayat, savrulalım dedik.

Her telden çalmak için burdayız, hem ağlatıp hem güldürmek, bazen güldürürken ağlatıp bazen ağlatırken güldürüp hep düşündürmek için. Gün gelecek stresimizi atacağız birlikte, gün gelecek kızıp bağıracağız ama inanın kızarken bile mutlu olacağız; Çünkü biz inanıyoruz ki mutluluk varılacak hedef değil, katedilen yoldur. Biz bu yolda iki mutlu noktayız ve sizlerle bir sürü mutlu noktacıklar olmak için buradayız....



24 Mart 2012 Cumartesi

Şaka yaptık ve Sizi Paralel bir evrene taşıdık...


Kuantum Fiziği ve Stephen Hawking’in teorileri eskiden çok anlaşılmaz ve uzak gelirken şimdi hayatımızın her alanında karşımıza çıkmaya başladı, üzerine sayısız kitap yazıldı, sayısız film çevrildi, kuantum ögeleri içeren dizilerin ardı arkası kesilmiyor. Durum bu olunca dünyanın bu bilinmezliğe olan ilgisi oldukça açık... Şahsen ben de “Lost” dizisinin yayınlanmaya başlamasıyla birlikte oturup saatlerde Kuantum fiziği üzerine okuduğumu, elime kağıt kalem alarak kuantum hesapları yapmaya çalışıp dizideki olasılıkları çözmeye çalıştığımı hatırlıyorum. Korkmayın daha ben kendim tam olarak konuya vakıf değilken ve merakla okurken oturup ta size kuantum fiziği dersi verecek değilim. Yanlızca tek bir olgusunu ele alıp onunla biraz oynayacağım.
Paralel Evrenler...Belki de hepimize en ilginç gelen kavram. Bir yerlerde Biz’den çok az farkla ayrılıp ama özünde Biz olan canlıların bulunması. Fiziken tıpa tıp bize benzeyen değişik yaşanmışlıklar sonucunda tamamen aynımız olmaktan biraz uzaklaşan başka  Biz’ler. Her verilen karar ile birbirinden çatallaşarak uzaklaşan ve çoğalan sayısız kopyamız..Aslında kopya demek çok yanlış, onlara göre de biz onların kopyasıyız. Hatta bu evrenler arasında pratikte geçiş olmamasına rağmen bir evrende yaşanan olayın izdüşümünün diğer evrendeki ilgili şahsı bir şekilde etkilediği de söylenmekte. Belki de dejavu dediğimiz sanki içinde bulunduğumuz anı 2. Defa yaşıyormuşuz hissi buradan kaynaklanıyor olabilir...Her neyse..Şimdiii işin teorik ve matematiksel kısmını Stephen Hawking gibi üstün zekalara bırakıp , Biz bize sunulanı biraz alalım, evirelim çevirelim, bakalım ortaya ne çıkacak....
Farzedelim ki akşam yattık gece birşey oldu ve sabah paralel bir evrende uyandık. Yine yatağımızdayız, karşımızda aynı tablo,banyoda aynı renk havlular, ama salondan kaybettiğimiz annemizin kahvaltı hazır diye sesi geliyor, İşsiz olmanıza rağmen patronunuz telefonuna sarılmış sizi arıyor, Sizsiz asla  beceremeyeceği bir iş var çünkü, sevgilinizin günaydın mesajları cep telefonunuza yağıyor ve aynaya bakıp saç kesimi değişmiş kendinizi görüyorsunuz.
Hoppalaaa gel de #cikisinicinden ...
Muhtemelen rüyada olduğunuzu düşünür, bir tarafınızı cimdiklersiniz herhalde... cimdikleri atıyorsunuz ama işe yaramıyor. Anneniz kapıyı açıp geç kaldığınızı haykırıyor ve Siz O’nu ne kadar özlediğinizi düşünüyorsunuz dile kolay 20 yıl olmuş trafik kazasında öleli... Şaşkınlıkla kahvaltınızı ediyor, işe gidiyorsunuz. Arabanız kapının önündeki olsa gerek anahtar uyuyor ve allahtan GPS i var da iş yerinizi bulabiliyorsunuz. Geçen sene işe alınmak için başvurup ta reddedildiğiniz yer, patronunuz ne diyeceğinizi bilemediğiniz o iş görüşmesini yaptığınız korkunç adam. Bir sizi kapıdan kovmadığı kalmıştı ama görünüşe bakılırsa şimdi Sizsiz yapamıyor...Masanızda dünyalar güzeli bir kadının resmi, muhtemelen sevgiliniz ama daha önce hiç görmediniz... Önünüzdeki dosyayı açıyorsunuz ve içinden bir mektup çıkıyor; “Sizi paralel evrene aldık, burada diğer evrende sahip olmayı arzuladığınız ama elinizden kaçan tüm fırsatlara sahipsiniz ama burada da diğer evrende sahip olduklarınız eksik. Çok başarılısınız ama çok sevilmiyorsunuz, anneniz hayatta ama Sizi sevmiyor, Kız/erkek arkadaşınız çok güzel/yakışıklı ama sizinle paranız için birlikte vs. gibi manevi bazı değerlerden yoksunsunuz.
İşin özünü anladınız lafı fazla dolandırmayacağım. Bu durumda Siz olsanız; şu andaki hayatınızda sahip olamadığınız herşeye sahip olabildiğiniz ama şimdikileri kaybettiğiniz diğer evreni mi seçerdiniz yoksa Siz olmaya devam etmek mi isterdiniz tüm hayalleriniz ve eksikliklerinizle birlikte? Sorudaki ikilem şu; ikisi de Siz'siniz aslında, ama hangi Siz olmak isterdiniz?Belki de şöyle sormalıyım hangi dünyayı seçerdiniz? Unutmayın farklı bir evrende uyanmadan önceki "Siz" hala Siz'inle birlikte, ama sahip olduğunuz artılar ve eksiler farklı çünkü paralel evrendeki farklı seçimleriniz ve kararlarınız sizi kendi evreninizden daha değişik bir noktaya getirmiş...
Tercihinizi ve nedenini yorumlar kısmında bizimle paylaşırsanız çok seviniriz.
Lütfen neden bize sonu olmayan yazılar okutup,soru soruyorlar demeyin, amacımız hep birlikte düşünmek, düşünürken de biraz felsefenin yanından geçebilmek:)

Alev Keskin

9 yorum:

  1. AH genclıgım, vah genclıgım, tabıkı paralel evren, hem de bu kadar anacıgımı ozlemısken....nazlanacak bırının olması, basını dızıne koyup uyuyacagın bırısının varlıgı.... dusunmesı bıle ınsanı mutlu edıyor, Alevcım...NUSRET KANTARCI TASAN

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Anne olgusu herşeye rağmen diğer evreni istetiyor size, ama anne sadece bir örnek. Ya anneniz orada da ölmüş olsaydı yani ben anne artısı yerine farklı bir örnek vermiş olsaydım, o zaman seçiminiz ne olurdu ve neden? Bu sefer soru biraz karmaşık:)

      Sil
  2. Nilgun Keskin24 Mart 2012 13:38

    Herseye ragmen elimdekilerle mutlu olmayi tercih ediyorum mukemmel bir hayati yakalamak cok zor.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kanaatkar yaklaşım ve verilebilecek en kolay belki de en doğru cevap sanırım tartışmaya girmeden,olasılıklar içinde kaybolmadan:) Diğer cevaplar insanı bir çıkmaza sürükleyebilir nitelikte gibi, çıkmazdan çıkabilene helal olsun:)
      Çıkmaza girme cesaretini bulanı da çok güzel bir seçenek bekliyor olabilir,bunu da unutmamak gerek tabi:)

      Sil
  3. Bu felsefe adamın kafasını sıyırtıyor..Zaten fazla da akıl yok işte..Hele benim gibi Sıradan_Bir_CAhil için,tamamen bilimezlik..Paralel,dikey,yatay evren...Bilmiyorum işte..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Herkes sizin kadar Cahil olsa Keşke:)))) Harikasınız....

      Sil
  4. bende şuna takıldım. neden seçimi ben yapıp istediğim yerde olamıyorum. illede bir sabah uyandığımda olmadık bir yerde mi olmalıyım. bir dolmuş tutsak. gidip gelsek olmazmı? yada madem paralel dikey hatta çapraz hayatlar var. e birde zaman makinamız olsun. olmadı diyip geçmişe dönüp düzeltelim. ama biliyorum. hiçbiri mümkün değil. 20 yaşla 60 arasındaki (yaşayabilirsek tabi o yaşa kadar) bariz farklardan biride kabullenmektir. genç yaşlardaki hayaller olgun yaşlarda yerini gerçeklere bırakır. ben binmeden kalkmış uçak için hayıflanmak yerine bir sonraki için bilet ve mevcut süre için aktivite planı yapmayı tercih ederim. yani kaçanlara üzülmek yerine elde ettiklerimle yaşamak olası en doğru seçim değil midir? 1930a dönüp sigismund a sorsan (freud) muhtemelen o da buna yakın bir düşüncede olurdu :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. ı ıhh yazıda sordugum soru çok ayrı, bence bir daha oku:) felsefi gözle bak kuantum fiziğini bir kenara bırak, o buzdağının görünen kısmı:)

      Sil
  5. Yazarak anlatabilsem emin ol blog um olurdu. ben konuşmayı biraz becerebiliyorum.

    YanıtlaSil

Çok teşekkür ederiz,yorumlarınız bizim için çok değerli.