Neden Buradayız?

Sosyal Medyacı küçük kardeş yeni böbrek nakli olmuş büyük kardeşe demişti ki beş yıl önce "bre kardeş gel beraber kardeş kardeş bir blog açalım, hem çalalım hem oynayalım; bizimle oynamak isteyenleri de aramıza kata kata kocaman bir aile olalım."

İşte böyle çıktık yola,hem kendimiz için hem sizin için, hayatın ve hayatlarımızın içinden, aklımızdan geçenleri, aman aklımıza gelmesin dediklerimizi; görüşlerimizi; yaşanmışlıklarımızı ve yaşanmışlıklaşmasını umduklarımızı; Dün’ün Bugün’ün olası Yarınların içine Siz dostları da katıp, arkamızda rüzgar önümüzde hayat, savrulalım dedik.

Her telden çalmak için burdayız, hem ağlatıp hem güldürmek, bazen güldürürken ağlatıp bazen ağlatırken güldürüp hep düşündürmek için. Gün gelecek stresimizi atacağız birlikte, gün gelecek kızıp bağıracağız ama inanın kızarken bile mutlu olacağız; Çünkü biz inanıyoruz ki mutluluk varılacak hedef değil, katedilen yoldur. Biz bu yolda iki mutlu noktayız ve sizlerle bir sürü mutlu noktacıklar olmak için buradayız....



11 Temmuz 2012 Çarşamba

"Merak" sız Hayat




Merak” ını kaybetmiş yürüyordu adam, üzgün olması gerekiyordu ama olamıyordu çünkü “meraksız”  bir hayatın nasıl olacağını merak etmekten yoksundu. Her sabahki gibi erkenden kalkmış , işe gitmek üzere hazırlanmış, her sabah aranmaya alışmış sevgilisinin onu merak edeceği aklına gelmediğinden telefon etmeden yola koyulmuş, neden normalden fazla trafik oldugunu düşünmeden otoparka girmiş, görevliye hatırını bile sormayı umursamadan koskoca siyah makam arabasını park edip, yerde buldugu loto biletinin ne olduğunu da merak etmeden otopark görevlisine çıkışmış, "yerleri temiz tutmaktan bile acizsin" diye paylayarak bileti atması için eline tutuşturmuştu.

Birşeyler eksik gibi geliyordu adama ama ne olduğunu hatırlamıyordu; bir şey mi unutmuştu, belki, neyse neydi, merak edemiyordu; beyni uykusunda O’na bir oyun oynamış, bu duygusunu elinden almıştı.

Çok büyük bir otelin yöneticisiydi adam ve bugün otele yurtdışından önemli bir misafir geliyordu; çok işi vardı. Birden trafiğin de bu yüzden çok fazla olduğunu, otele diğer geliş yollarının kapatılmış olması gerektiğini hatırladı. Hemen gidip bizzat hazırlıkları kontrol etmeli, hiç bir şeyin eksik olmadığına emin olmalıydı, otomatikleşmiş iş aşkıyla asansöre bindi.

Tam işlere dalmışken, her sabah aranıp hatırının sorulmasına alışmış hayatının aşkı, merakla karışık sitemle, telefona sarıldı ve bir güzel ağzının payını alıp hiç beklemediği bir şekilde “her sabah seni neden aramak zorunda olayım ki işim başımdan aşkın” cevabını duydu adamdan. Sopsoğuk oldu birden kadın ve içinde onarılamayacak birşeyler koptu.

Tüm hazırlıklar bitti, konuk sağ salim otele yerleştirildi, tüm ihtiyaçları karşılandı, tüm güvenlik önlemleri alındı sanıldı. Adam memnun ve meraksız günün diğer işlerini halledip merak etmediği için düşünmek aklına gelmeyen bir çok kişiyi farketmeden merakta bıraktıktan sonra yeniden evine dönmek üzere ceketini alıp otopark’a doğru yola koyuldu. Sabahki otopark görevlisine ters bir selam verdikten sonra neden kapısı aralık olduğunu merak edemediği arabasına bindi, kontağı çevirdi. 

Ve...............

Kulakları sağır eden bir patlama, meraksız adamın meraksızlığına kurban gidişi, otele gelen önemli konuğunki ile karıştırılan makam arabası , ardında meraksızlığıyla zengin ettiği loto biletini eline tutuşturduğu otopark görevlisi, yitişiyle dinmeyen gözyaşları dökecek sevgilisinin sabahki konuşmadan sonra donmuş ağlayışları ve son bir kez merak etmediği anne ve babasının sesini duyamadan adamın parçalara ayrılmışlığı...

Ne kadar önemlidir hayatta her bir kavram. Her gün farkına bile varmadan sadece varoluşları ile bizi yönlendiren, birden zihnimizden yokolduğunda zincirleme reaksiyonlar ile tüm hayatımızı olumlusuyla olumsuzuyla etkileyen; sadece “biz” ile kalmayıp dokunduduğumuz ve varlığından bile habersiz olduğumuz bireylerin hayatına dokunan olgular.

Hayattan çok kısa bir sahnede; adsız bir adamın “merak” eksikliği yüzünden parçalara ayrılırken , büyük ikramiye isabet eden loto biletiyle diğer bir adamın ve  O’nun tüm dokunduklarının hayatını değiştirişini; hayatının aşkından hiç duymayacağını sandığı sözleri duyan bir kadının kalbinde yarattığı soğuklukla dondurduğu gözyaşlarını  ve  günün sayısız ayrıntısında  merak edememesi yüzünden yaptığı yanlışları ve doğruları da sizin hayalgücünüze bıraktığım bir kaç saatti yazdığım.

Hayatta sahip olduğumuz her şey değerlidir; yaptığımız ve yapmadığımız her şey sonsuz öneme sahiptir ki her hareketimiz bir zincirleme etkinin parçasıdır. Bunları hesaplamak ya da zincirin nereye doğru uzayacağını bilmek elimizde değil ama hayatımızın parçası olan maddi, manevi; kazanılmış ya da insan olmanın bir parçası olan her şey değerlidir ve çoğu zaman en değerlileri satın alınamayacak olan yokluğu neleri doğurur bilemediklerimizdir.

Neden mi böyle bir yazı yazdım; “merak” ın olmaması nelere gebe olabilir “merak” ettiğimden...:) 
Ve elde ettiklerimizden çok bize zaten verilmiş olanlar elimizden alınırsa ne olur şöyle bir göz atmak ve sizlerin de atmasına yol açmak istediğimden.

Meraksız kalmayın Merakta bırakmayın:)

Sevgilerimle

Alev Keskin
Twitter / @alewkeskin

8 yorum:

  1. Muhteşem bir kurgu,harikasın ALEVCİM, her zamanki gibi...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. ALEVCIM. ADSIZ TABIKI BEN BILGISAYAR ÖZÜRLÜ, NUSRET TEYZEN... ÇOK ÖPÜYORUMMM

      Sil
    2. anlıyorum zaten hemen Nusret teyzem:) merak etmeyin... sevgiler

      Sil
  2. Harikadan biraz daha iyi olmuş sanki :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. waw teşekkürler sevgili adsız, ne güzel yorum bu böyle:)

      Sil
  3. Bu yazıyı okuyunca daha bir meraklı oldum sanki :) Göreceli kavramını kaldırarak, İnsanın başına ne gelirse ya meraktan ya da meraktan diyerekten; bundan sonraki yazılarınızıda daha bir merakla bekliyor olacağım.. :) Hayata farklı yönlerden bakarak yorumlamayı gösterdiğiniz için ayrıca çok teşekkür ederim.. İyi ki varsınızz... Yüreğinize Emeğinize Sağlık... İyi Günler Dilerim.. (^_^)

    YanıtlaSil

Çok teşekkür ederiz,yorumlarınız bizim için çok değerli.