Neden Buradayız?

Sosyal Medyacı küçük kardeş yeni böbrek nakli olmuş büyük kardeşe demişti ki beş yıl önce "bre kardeş gel beraber kardeş kardeş bir blog açalım, hem çalalım hem oynayalım; bizimle oynamak isteyenleri de aramıza kata kata kocaman bir aile olalım."

İşte böyle çıktık yola,hem kendimiz için hem sizin için, hayatın ve hayatlarımızın içinden, aklımızdan geçenleri, aman aklımıza gelmesin dediklerimizi; görüşlerimizi; yaşanmışlıklarımızı ve yaşanmışlıklaşmasını umduklarımızı; Dün’ün Bugün’ün olası Yarınların içine Siz dostları da katıp, arkamızda rüzgar önümüzde hayat, savrulalım dedik.

Her telden çalmak için burdayız, hem ağlatıp hem güldürmek, bazen güldürürken ağlatıp bazen ağlatırken güldürüp hep düşündürmek için. Gün gelecek stresimizi atacağız birlikte, gün gelecek kızıp bağıracağız ama inanın kızarken bile mutlu olacağız; Çünkü biz inanıyoruz ki mutluluk varılacak hedef değil, katedilen yoldur. Biz bu yolda iki mutlu noktayız ve sizlerle bir sürü mutlu noktacıklar olmak için buradayız....



7 Mayıs 2012 Pazartesi

Her Masal bir Hayat; Her Hayat bir Masalmış


"Bir varmış bir yokmuşşş, pire berber deve tellal iken, ben dedemin beşiğini tıngır mıngır sallar iken..." diye başlayıp da bizi bu dünyadan alıp götüren, belki de bizi bu dünyaya yumuşata yumuşata getirip, daha gerçek hayatla yüzleşmeden güzellik ve çarpıklıkları harmanlayan; çocukluğumuzun tadı büyüklüğümüzün adı’dır bence MASAL'lar.

Ne mutlu ki hep mutlu sonla biterler; ne şanslılar ki zaman ve mekan öğeleri içine sıkışıp kalmamışlardır; kahramanları doğaüstülüğün tadını çıkarabilir ve o tat bize hayal kurmayı öğreten ilk isimler olabilir...

Bebeklerin anne karnındayken dış dünyaya dair hayalleri var mıdır bilmem, varsa illa ki masallara benziyorlardır da demem; ama keşke benzeseler ve keşke hayat bizi  biyografilere sıkıştıracağına bir masalda olabilsek diyebilirim:)
 
Hangimiz istemeyiz, Rüzgarla sohbet ederken tek gözlü yeşil adamın yanımıza oturup bize katılmasını; yoldan geçen Hansel ve Gretel ile selamlaşıp; kırmızı başlıklı kızın ormanında çiçek toplamayı, Kupa kraliçesinin sarayında keyif çatmayı; hatta hazır yazılmışların içine girmeyi bırakın, kim istemez kendi masalını kendi yazıp kahramanı kendisi olmayı:) EEEE işte burası herşeyin mümkün oldugu, zamanın içine sıkışmayan sonsuz bir dünya....


 Aslında hepimiz kendi masallarımızı yaşıyoruz tek farkı başkalarının masallarıyla kısıtlanmış olması, mutlu son garantisi yok ama olası , zaman bizim yarattığımız bir öge keşke tam bir tarifi olabilse ya da olmasa, tartışılır, doğaüstü güçlerimiz yok ama varlığımız olağanüstü herbirimizin ; aslında hayat nereden baktığına nasıl soluduğuna bağlı bir masal ... 

Hep nerede olduğumuz, kendimizi nerede gördüğümüze bağlı derim ve hep derim ki “Bir yüzyıl da olsa  yaşım, ancak hissettiğim kadar yaşamışım; bir lahza da olsa yaşayışım; o lahzanın hatırlandığı yaşındayım.” İşte bu da benim zamandan bağımsızlığım, bu da benim hayatla masalı harmanlayışım...

Çok çağlayan sularımız var ezgisini yitirmiş, çok çığlıklarımız var suskun olmaya mahkum edilmiş, çok aydınlıklarımız var aralarında karaltılar dolaşan ama herşeye rağmen ben 35 yaşında hayatı bir masalmış gibi yaşayabiliyorsam; diyorum ki hepimiz yaşayabiliriz, sadece doğru yerden bakalım, kendimizce doğru buldugumuz tarafa dönüp , kavramları hapsoldukları tanımlarda değil de kendi tanımlarımızda şekillendirelim... Mutlu son budur, gerçeküstü güç budur ve zaman ve mekandan sıyrılma budur; hepsi beynimizde saklı gelin bulup çıkarmayı öğrenelim...

Hepinizin kendi masalında kendi istediği kahraman olabilmesini diliyorum ve yürekten istiyorum ki bana bir masal anlatın;  ister Siz yazmış olun ister dedeniz Size, Siz O’nun beşiğini tıngır mıngır sallar iken anlatmış olsun ama paylaşıp bu yazıda vermeye çalıştıgım pozitifliğe benimle birlikte dalın ve gönül ister ki hep orada kalın..:)

Yorumlar kısmı masallarınızla renklensin ve biz de onları blogta hergün bir tane olmak üzere yayınlayalım....
Masallarınıza konuk olmayı merakla bekliyoruz; lütfen üşenmeyin biliyorum bu nefes nefeselikte bana nasıl bu yazıyı yazmak iyi geldiyse size de iki kelime de olsa karalamak iyi gelecek:)

Masalları unutmayın ki onlar da sizi unutmasınlar...:)

Alev Keskin
Twitter / @alewkeskin

13 yorum:

  1. Bir varmış bir yokmuşlarla hayatımızı sonlandırmayalım! İyi ki varmış demeyi dilimize yakıştıralım ki, masallarımız hep mutlu son bulsun! ŞairAlbostan

    Sizi kutluyorum Alev hanım;Hayatınızın hep masal tadında ve mutluluklar içinde olması dileği ile saygılarımı sunuyorum.

    ŞairAlbostan

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Saygılar Benden..Haydı masal tadında bir şiir de sizden olsun...bekliyoruz...Umuyoruz...:)

      Sil
    2. SARI TURUNÇ RENKLİ
      SONBAHAR

      Yine bir sonbahar
      Ve
      Tatlı bir görüntü
      Yapraklar dökülmüş
      Güneşte har sönmüş

      Yapraklar
      Kırmızı turuncu
      Sarıya dönüşmüş
      Sanki soluk renkli
      Bir örtü örtülmüş

      Kızarmış yanaklar
      Buharlaşan nefes
      Ellerim cebimde
      Bir türkü dilimde

      Yürüyorum
      Yavaş adımlarla
      Çınar ağaçları
      Tatlı anılarla
      Gülümsüyor bana

      Bir bardak sıcak çay
      Buharı üstünde
      Üşümüş ellerle
      Sıkı sıkı tutmuş
      Yudum yudum içen
      Bir dost

      Ve

      Sarı turunç renkli sonbahar
      Selamlıyor beni

      Hoşçakal
      Sarı turunç renkli sonbahar
      ____________________________

      ŞairAlbostan
      Saygılar

      Sil
    3. kaleminize,dilinize yüreğinize sağlıkkkk...tam ilkbahara girerken sarı turunç renkli sonbahara gidesim geldi...teşekkürlerrr

      Sil
  2. Masalların dünyası çocukluk anılarım muhteşemdirler.Her ikisi de birbirinin içine girer,bir bütün olur kıvrılır giderler.
    Ne çok severdim masal dinlemeyi Annemden; evimize sık sık gelip giden akraba teyzelerden; su böreği açan emektar Ayşe abladan...
    Çocuktum ufacıktım top oynadım acıktım devirleri:)
    Annemin Rapunzeli...
    Şimdi düşünüyorum da Rapunzel'le benim aramda gerçekten bir bağ var gibi gelıyor:)
    Hayatım boyunca saçlarım hep uzundu .İlkokulda belime kadardılar.Onları örgü halinde toplardı anneciğim. Sonra ilk gençlik yıllarım; yine uzun ama bu sefer açık ve örgüsüz saçlar.Yavaş yavaş yıllar geçtikçe at kuyruğu şeklinde arkaya toplandılar.Hatırlıyorum 45' lerime geldiğim zaman kızlarım sorarlardı ;anne yaşlanınca bu saçların ne olacak,yine onları at kuyruğu mu yapacaksın artık kestırmelisin!
    Ama ben bir türlü kesemedim.Şimdi 62 yaşında hala beline kadar at kuyruklu bır kadınım...
    Acaba ben küçüklüğümde hayran olduğum masal kahramanım Rapunzel'in etkisinden kurtulamadım mı? Ne dersiniz?

    Nilgün keskin / @keskinnilgun

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Canımız bir tanecik annemiz sen Rapunzel doğmuşsun hep öyle kal:)) güzel yazın için teşekkür ederiz...

      Sil
  3. Sen Ayvalığın Rapunzelisin Nilguncüm, hep öyle kalacaksın

    YanıtlaSil
  4. Paylaştığınız şeyler bazen işime yarıyor , bazen de bildiğim birşeyi pekiştirmeme yardımcı oluyor . Magento tasarim olarak teşekkür eder ve paylaşımlarınızın devamını bekleriz .

    YanıtlaSil
  5. Bu yorum yazar tarafından silindi.

    YanıtlaSil
  6. "Bir yüzyıl da olsa yaşım, ancak hissettiğim kadar yaşamışım; bir lahza da olsa yaşayışım; o lahzanın hatırlandığı yaşındayım.” bu nasıl bir sözdür ki beni benden aldı... Okuduğum anda bütünleştim bu sözünüzle...Yürekten tebrik ediyorum sizi, bu güzel sözünüz ve bu güzel yazınız için... Masallar ki hep çocukluğumuzda yaşadılar... Ne olursa olsun, hafızalarımızda bir ömür boyu kalacaklarr... ilk ezberlediğim şiirdir Cahit Sıtkı Tarancı'nın 35 yaş şiiri ve en sevdiğim dizeleridir:
    "Yaş otuz beş! yolun yarısı eder.
    Dante gibi ortasındayız ömrün.
    Delikanlı çağımızdaki cevher,
    Yalvarmak, yakarmak nafile bugün,
    Gözünün yaşına bakmadan gider."
    Zamanın değerini iyi bilmek gerekir gerçekten.Mutlu olabilmek için zamanımız kısıtlı.Her anımızı dolu dolu yaşamalıyız, yaşamaya çalışmalıyız...
    Yaşlanmak değildir.Yaş/almaktır aslında...Ve insanı yaşı değil, yaşadıkları olgunlaştırır.Ben yaşımın değerini bilmedim, bilemedim..Görünüşte küçük bir çocuk, yaşadıklarıyla yüreği büyük bir çocuktum... Hayat beni erken olgunlaştırdı... Seçim tercihi olmayan bir hayatı sürdüm, ve sürüyorum... Hayattan umudumu hiç kesmedim..Hedeflerimi kendime yaşam kaynağım bildim...Sevdiğim değerler için kendimden taviz verip en büyük fırsatlardan vazgeçmek zorunda kaldım.Hayatı öğrendim,İnsanları tanıdım...İyiliklerin boşa çıktığını gördükçe emeklerime acıdım.Ama asla iyilik yapmaktan vazgeçmedim...Yıllar çocukluğumu aldı elimden,oyuncaklarım çoktu ama oynayacak zamanım yoktu...Bi de bununla kalmadı,Hayat adil davranmayarak , Mutlu ailemi ayırdı.."Anne acıktım yemekte ne var" diyebilmek ya da uyuyunca annenmin gelip üzerimin örtüp örtmediğini kontrol etmesi için, ya da sabah hep beraber ailecek aynı masada kahvaltı yapabilmek için herşeyimi feda edebilirim..Akıttığım gözyaşlarıma değil, asla eskisi gibi olmayacak dağılan aileme üzülüyorum...Herkes bir yanda.. Arkasında 4 evladını bırakmak zorunda kalan bir anne...(Bir yanda kızını yaşatmak için böbreğini,canını veren bir anne, diğer yanda umursamayarak küçücük yüreklere ateş düşüren bir anne...İkisi de anne işte..!)Sözler kifayetsiz kalıyorr..Boğazımda düğümleniyor sözcükler..Şimdi yaşanan bunca olumsuzluklardan sonra( ki bu sadece bir kaç cümleye sığmış bir aile dramının küçücük bir özetidir) mutlu olmak, mutlu olabilmek nasıl bir mucizedir... Henüz tam olarak tatmasamda... Yaşanan her şeye rağmen, her zaman sözlediğim söz "Allah'ım sana binlerce şükür olsun ki hepsi hayattalar.Sen bana onların acısını yaşatma..."Uzakta da olsalar hayatta olmaları beni ayakta tutan güçtür.Ve biliyorum ki tüm yaşadıklarım benim için çok büyük bir derstir..Hayat beni seçmişti..Seçilmiş insan olmak demek, erkenden edinilen en büyük tecrübe, hayat dersi demektir.Ve henüz 22 yaşına girmiş biri için bu büyük bir velinimettir.Yürekten inanıyorum ki ilerleyen yıllarda çok güzel, mutlu bir ailem, ve aynı sofrada hep birlikte yemek yiyeceğim çocuklarım olacak..Benim masalımda güzel mutlu ve en önemlisi huzurlu bir aile kurmak... Masallara da gönülden inanılırsa, neden gerçek olmasınlar ki?...
    Kimi zaman okuduğun bir söz, kimi zaman bir masall...İnsanın hayat kaynağını nereden alacağı hiç belli olmaz..Sizler yazmalısınız ki bizler sizden ilham alalım, yaşama 4 elle sarılmak nasıl bir duygudur, bunun tadına varalım...
    Yazılarınız müthiş..Okudukça yazar olasım geliyor..O güzel yüreğinize sağlık Alev Hanım.Tebrik ederim..Ve böyle güzel düşüncerle yazılmış güzel yazıları bizimle paylaştığınız için yürekten teşekkür ederim.Tüm masalların, masallarımızın mutlu sonla bitmesi dileğiyle..Sağlıcakla,Mutlukalın..

    YanıtlaSil
  7. ah ben size ne diyeyim...şimdi burada size bir yazı olacak kadar cevap verebilirim ki siz de zaten vaktinizi ayırıp neredeyse bloga bir yazı eklemişsiniz. hadi bana bir yazı yazın sizin adınıza yayınlayalım...yukarıda yazdıklarınızı bir yazıya dökün. ne dersiniz... ama bana iltifat kısımlarınız hariç, utanıyorum valla teşekkür ederim:)
    bekliyorum bir yazı sizden...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkür ederim Alev Hanım.. Eğer istediğim zamanda yazı yazabilseydim, tam anlamıyla bir yazar olurdum.. :) Kelimeler herkesin darağacında var ama önemli olan bunları doğru bir şekilde dizerek cümlelere dönüştürmek..Sizin de dediğiniz gibi işte o zaman kelimeler kifayetsiz kalmaz. Bense şu an kendimde o yeteneği göremiyorum.. Belki bunun için biraz daha roman okuyarak kendimi geliştirebilirim. :) Ve kendimde o ışığı görüp yazı yazdığımda söz veriyorum sizlerle paylaşacağım yazımı..Ayrıca eğer sizin yazdığınız yazıyı okumadan, yorum yazsaydım sadece teşekkür cümlelerinden oluşurdu..Ama yazınızı okuduğum anda bana ilham kaynağı oldu..Sözcükler yüreğimden dilime aktı.. Bu bağlamda okuduğum yazı bana ilham kaynağı oluyorsa, siz o sözlerden daha güzel iltifatlara laiksiniz demektir.. Yazınız okuyanlara bu duyguyu veriyorsa eğer,ne mutlu size..Utanmak değil yazınız ve yazdıklarınızla daima övünmelisiz Alev Hanım.. :) Tekrardan çok teşekkür ederim yorumlarınız Ve ön önemlisi okurlarınızın yorumlarını dikkate alıp cevaplandırdığınız için..İyi günler dilerim..Hoşçakalın.. (^_^)

      Sil
  8. Merhabalar..Twitteri artik sadece sizin paylasimlarinizi takip etmek icin kullanıyorum.. Bazı sözler ve yazılar insanların geçmişinde iz bırakır. Sizin yazılarılarınız ve sözlerinizde benim geçmişim ve geleceginim güzel anıları olmaya devam edecek. Evet itiraf etmeliyim artık eskisi gibi iyi bir okur değilim ama nedense geçmişte o derin duygularla okuyup ve altına yorum yazdıgım yazılar dikkatimi çekiyor benim.. Nedendir bilmem sabah kahvatı yaparken aklıma birden sizin bloga bakmak geldi içimden. Oturdum yazdığınız o yazıları tekrar aynı hevesle okudum. Ve sanki ilk kez okuyormuşum gibi o taşıdığı duyguyu verdi bana. Belki bir değişiklik arayışı ya da monotonluktan sıkılmış bir insanın yeni bir hobi araması belki de okumayı tekrar aşılamak kendime. Belki de hepsi bir yana yazmak bana iyi geliyor olmalı. Tanınmadan..Bilinmeden.. Sessizce.. yukarıdaki yazınıza 4 sene önce bir yorum yazmıştım. İnanıyorum bir gün çok mutlu bir ailem olacak diye. Evet o günler geldi. Geçen sene evlendim. Beni çok seven ve bana değer veren bir eşim var. Aslında bir bebeğimizde olacaktı ama nasip olmadı,onu kaybettim. Sonra düşündüm belki de bu dünyaya gelmemesinde bir hayır vardır. Sonra dedim ki kendi kendime insanların sınavları hiç bitmiyormuş. Anne olunca anlarsın sözünü anne olmadan da çok iyi anlayabiliyormuş insan. Sevinçler mutluluklar hüzunler hepsi bizler için.. Mutlu olalım,İnsanlara yaşama sevincini aşılayalım. Paylaşımcı olalım sevincimizi hüznümüzü ekmegimizi paylaşalım. Bu yazının sonunda söylemek istediğim şey aslında yüreği güzel uzun saçlı anneniz sizi iyi ki doğurmuş..sizlere bu güzel duyguları aşıladığı icin fedakar ve vefakar annenizin ellerinden öpüyorum..Ailenizle sevdiklerinizle nice mutlu huzurlu sağlık ve başarılarla dolu senelere.. Yeni yaşınız yeni mutluluklar getirsin sizlere.. İyi ki doğdunuz.. ♡ 🎂😊

    YanıtlaSil

Çok teşekkür ederiz,yorumlarınız bizim için çok değerli.