Sene
1987, tam 25 yıl önce...
Ailece
yazlıktayız. Ayvalık’ın kavuran Ağustos sıcağında; Babam, sıcak başına vurmuş
bir şekilde işten eve gelmiş, annem klimasız bir evde akşam yemeğinin son
hazırlıklarını tamamlama telaşı içinde uğraşıyor; bendeniz de kendimden 5 yaş
büyük ablama türlü türlü şımarıklıklar yapıyorum...
Abla
kardeş hayat boyu didiştik biz, didiştikçe daha çok sevdik birbirimizi... İşte tam
o sırada, didişme anlarımızdan birini yaşıyoruz. Nedenini düşündüm ama
hatırlayamadım. O kadar önemsizmiş ki silinmiş hafızamdan.
Neyse
yemek hazırlandı, geçtik soframızın başına. Durmadım, devam ettim ben
şımarıklıklarıma... O sırada canım babamdan beklenmedik, anlamsız bir öğüt geliverdi
benim için : “Bak artık okula bile gidiyorsun, Çiğdem; Büyümen lazım, ablan
gibi olgun ol; gün gelir, ablanın başına birşey gelirse, O’ndan sorumlu Sen olacaksın,
ona Sen bakacaksın...”
Bu
cümlelere o an, ne annem anlam verdi, ne ablam, ne de ben ne de babam:)...Bir süre ablamla
aramızda şaka konusu bile oldu; “Pist küçük kardeş, bak büyüyünce sen
bakacaksın bana unutma :)” dediğini
hala duyabiliyorum.
Aradan
yıllar geçti, o günü hepimiz unuttuk. Çok uzun süre bahsi bile geçmedi. Ta ki Ablam
yeni bir böbreğe daha ihtiyaç duyana kadar... O dönem annem apar topar İstanbul’a
gelmişti. Bir süre önce evde temizlik yaparken, okumayı öğrendiğim sene bana
aldıkları günlüğümü bulmuş ve yanında getirmişti, okuyalım da gülelim, biraz
havamız değişsin diye...
Kendimi bildim bileli komik bir aile olmuşuzdur. Her
kötü durumda komik olmayı başarmışızdır ki bu da sanırım Keskin Ailesinin
genlerinde olan en değerli özelliklerden biri:)
25
sene önce, küçük Çiğdem’in yazdığı günlüğü, yüksek sesle annem ve ablama okumaya
başladım. Ara sıra anneme, ablama,
annanneme de yazdırarak bir nevi hatıra defteri haline de getirmiştim günlüğümü
:)
Sayfaları
çevirirken, ablamın benim için karaladığı bir yazıya denk geldim ve gülerek, yüksek
sesle okumaya başladım. “Sevgili 1. Kardeşim” diye başlayan yazıda, o günden
bir alıntı vardı : “Bak sana birşey söyleyeceğim. Ben büyüdüğüm zaman bana
bakacak mısın? Ama inşallah öyle birşey olmaz.”
O
günlerde sevgili ablamın yeni böbrek ihtiyacı başgöstermiş, böbrek naklihazırlıkları için tüm aile uğraşıyoruz. Gülüşürken bir anda sessizlik oluverdi.
25 yıl önce,O gece söylenen ve anlamsız kalan cümleler, artık anlam kazanmıştı.
Ablamın
1987’de sorduğu ve benim çocuk kahkahalarıyla güldüğüm soruya o gün anlamlı bir
cevap verdim içimden. “Evet ablacığım, artık büyüdüm ve her zaman senin
yanındayım...”
Ama
ablam eklemişti “İnşallah öyle birşey olmaz” diye. Annem ablama böbreğini
verdi. Artık ablam gün geçtikçe daha iyi oluyor. 25 senedir O küçük kardeşine
bakıyor, bundan sonra da böyle olacak gibi duruyor...:)
Geçmişten,
geleceğe dair; bana gelen ilginç bir mesajı sizlerle paylaşmak istedim. Siz hiç
geçmişte, geleceğe dair beklenmedik bir mesaj aldınız mı?
Çiğdem Keskin
Çigdemcim,gözlerım dolu dolu okudum, mesajını..ama dılerım herıkınızde bırbırınıze guzel günlerinizde bakarak, yıne bırbırınızı güldürmeye devam edersınız....nusret taşan
YanıtlaSilÇOK DUYĞULANDIM BENDE DİR DİYALİZ HASTASI GÜNLÜĞÜ YAPMAK İSTEMİŞTİM NETTE BENDEN ÖNCE YAPAN BİRİNİ BULDUM VE OKURKEN GÖZ YAŞLARIMI TUTAMADIM ÇÜNKİ SANKİ BENİM YAŞADIKLARIMI YAZMIŞTI ! BU GÜZEL BİŞEY BENDE KARDEŞİMLE ÇOK BAĞLIYIZ BİRBİRİMİZE UMARIM HEP BİRLİKTE OLURSUNUZ VE HEP BİRLİKTE OLURUZ !!:)HAFİZE KOVAN
YanıtlaSilCanım güzel sözlerin için teşekkür ederiz ama burası asla bir diyaliz hastası günlüğü değil; çok farklı konularda yazıyoruz ,diğer yazılara da bakarsan. bence sen diyaliz hastaları için böyle bir blog açma fikrinden vazgeçme. çok faydalı olur,malesef ülkemizde bu tür girişimler çok az.
Silsevgilerrr