Neden Buradayız?

Sosyal Medyacı küçük kardeş yeni böbrek nakli olmuş büyük kardeşe demişti ki beş yıl önce "bre kardeş gel beraber kardeş kardeş bir blog açalım, hem çalalım hem oynayalım; bizimle oynamak isteyenleri de aramıza kata kata kocaman bir aile olalım."

İşte böyle çıktık yola,hem kendimiz için hem sizin için, hayatın ve hayatlarımızın içinden, aklımızdan geçenleri, aman aklımıza gelmesin dediklerimizi; görüşlerimizi; yaşanmışlıklarımızı ve yaşanmışlıklaşmasını umduklarımızı; Dün’ün Bugün’ün olası Yarınların içine Siz dostları da katıp, arkamızda rüzgar önümüzde hayat, savrulalım dedik.

Her telden çalmak için burdayız, hem ağlatıp hem güldürmek, bazen güldürürken ağlatıp bazen ağlatırken güldürüp hep düşündürmek için. Gün gelecek stresimizi atacağız birlikte, gün gelecek kızıp bağıracağız ama inanın kızarken bile mutlu olacağız; Çünkü biz inanıyoruz ki mutluluk varılacak hedef değil, katedilen yoldur. Biz bu yolda iki mutlu noktayız ve sizlerle bir sürü mutlu noktacıklar olmak için buradayız....



1 Mart 2012 Perşembe

Tam Techizatlı Cevat Kelle



Hatırlar mısınız bilmem yıllar önce Levent Kırca’nın “Olacak O kadar” adlı programında bir “tam techizatlı Cevat kelle vardı”, kendisi gerçekten her eve lazım bir adamdı ki; O’nun bulundugu yerde eksik materyal kalmazdı:) Her tarafından birşey sarkardı...

Yeni farkettiğim , üzülsem mi sevinsem mi, işe mi yarıyor, afedersiniz, boka mı sardırıyor, diye düşündüğüm bir konuya değineceğim; Internet ve artık hastalık olarak resmi sınıflandırmaya giren “İnternet bağımlılığı”... Ben ki interneti ilk kullanmaya başlayanlardan olup, kendisine son derece hakim oldugumu düşünen biriyim ta ki şu 7 hafta öncesine kadar zat-ı ali’lerinden hiç korkmamıştım.

7 hafta önce böbrek nakli oldum, malum vücut yeni organı reddetmesin diye bağışıklık sisteminizi baskılıyorlar, ameliyattan sonraki ilk 3 ay  hafiften bir ev hapsi ve insansızlık dönemi geçiriyorsunuz enfeksiyon kapma riskinizden dolayı. Neyse konumuz bu değil... 

Herşey benim ev hapsi sırasında her zaman yaptıgım gibi yoğun kitap okumak, film izlemek, yemek yapmak , evimle ve hayvanlarımla ilgilenmek  vs gibi kendime daha faydalı ve daha insani şeyler yapmak yerine, haydi içine girmediğim sosyal medya araçlarından bir Twitter kaldı; malum bizim kardeş de sosyal medyacı deyip de twitter’a adım atmam ile başladı. Aman bir de ne göreyim. Bambaşka ve bağımlılık yapan bir alem. Bilgisayarın başından kalkamaz oldum; bir yandan değişik düşünceler ve insanlar gözlemleme olanağı bulmanın merakı ve heyecanı, bir yandan da 140 karakter sınırlaması içinde neyi nasıl yazabilirim, yazacak değişik ve farklı ne bulabilirim, bu sosyal medya aracından ne öğrenebilirim, karşımdaki sanal ama gerçek insanlara benden ne katabilirim,onlardan kendime ne geçirebilirim, gerektiğinde nasıl eğlence aracı haline dönüştürebilirim vs gibi düşüncelerle çeşitli üsluplar ve konular denemeye başladım. İlk birkaç gün iyi, güzel, değişik vaktim geçiyor falan derken bir akşam dışarıdan kendime şöyle bir baktım ki;  saat sabah 1 : 15 suları; karşımda sosyalmedyatv adlı program açık, kucağımda dizüstü bilgisayar, bilgisayarda açılmış 4 pencere, bir yandan telefonuma gelen mesajı cevaplıyorum bir yandan da 4 pencerenin 4 ünden de çeşitli yerlere yazı ve soru yetiştirme halindeyim.  Programdaki konuklara söyleyeceklerimi 140 karakterle sıgdırmanın telaşıyla hızla düşünüyorum, yalan yanlış yazarak türkçeyi katlediyorum, bir taraftan da gözümden akan uykuları siliyorum.  


 Eyvahhh dedim; her tarafından teknoloji sarkan modern Cevat kelle misaliyim ama kimseye de faydam yok şu an, hatta kendimden birşeyler götürür gibiyim, bu böyle devam etmemeli... Hatta o an kendi üzerimde yaptıgım bu çıkarımı Twitter’da paylaşınca yazdıgım cümleye gelen tonla yorumdan herkesin benimle aynı durumda oldugunu anlayıp, üzüldüm.

Bu yazdıklarım sosyal medya araçlarını, interneti vs kötülemek için kesinlikle değil. Yerinde, dengeli ve belirli amaçlar uğruna, abartılmayan sürelerle kullanıldıklarında inanılmaz bir teknolojik gelişmenin, küreselleşmenin ürünleri hepsi. Hayatlarımızın her alanında bize getirileri o kadar çok ki onu da başka bir yazıda irdeleriz:)

Ben diyorum ki; Sosyal hayatımızı öldürmedikleri, bizi saman kokan kitap sayfalarından, gıcırdayan gazete yapraklarından, gerçek bir insanın gözyaşlarından, gülüşünden, doğradığımız soğandan, okşadığımız hayvandan, mis kokan açık havadan; kardan yağmurdan güneşten; kısaca bizi sokaktaki sosyal insan olmaktan soyutlayıp, uzaklaştırmadıkları sürece hayatımızda varolmalılar ve biz onları kullanmanın dengesini keşfedip hayatımızın içinde onlara doğru bir yer vermeliyiz.

Tam techizatlı Cevat kelle olalım her zaman; ama her tarafımızdan sarkan hayatın tek yönü değil her yönü olsun; Hayatın kendisi olsun:) 

Her eve lazım bir insan olmak çok güzel birşey olsa gerek:)

Sizce?
Alev Keskin

6 yorum:

  1. Alevcım, yıne ılk yorum yazan ben oluyorum galıba, ama ınan yazılarını bekler oldum,hergun face 'ı actıgımda''ALEV den bıseyler varmı?'' dıye bakıyorum...bugunku benım bıraz daha az ılgılendıgım ve yorum yazabılecegım bır konu.. Bılıyorsun bızım kusak bıraz bılgısayar özurlu bır jenerasyon.. bu yuzden senın anlatımının her zamankı gıbı lezzetını hıssettım okuduktan sonra, gerısını sooyle özetlıyebılırım;ınternet bızı o guzel kokulu cıceklerden , boceklerden, evcıl dostlarımızdan, gercek arkadaslarımızdan alıkoymadıgı muddetce guzel,, gerısı bagımlılıkk'' bu d benım düsüncem ve yorumum karınca kararınca...NUSRET KANTARCI TAŞAN

    YanıtlaSil
  2. İlk önnce bekler olmanızdan dolayı gurur duyduk, sözlerinize çok sevindik. dediğimiz gibi her telden çalıyoruz burada, konularımız da hitap ettikleri zaman dilimleri de farklılık gösteriyor. ama internet artık o kadar hayatımızın içinde ki, benim anneannemin bile Twitter hesabı var düşünün kendisi 85 yaşında:))) O yüzden şu anda şurada bize gurur veren bu yorumu yazabildiğinize göre hiç te bilgisayar özürlü değilsiniz ve yorumunuz da benim yaptıgımla neredeyse aynı olduguna göre pek te jenerasyon farkı yok düşünce itibariyle aramızda Nusret Teyze:))))) Sizi seviyoruz ve güzel yorumlarınızı hep bekliyoruz, buraya yazıldıkça da ayrıca seviniyoruz ki bloga giren herkes okuyabilsin facebook ile sınırlı kalmasın.
    Teşekkürler

    YanıtlaSil
  3. Bagimlilik demek bence yanlis cunku bu kadar bagimli olmamazin nedeni cevremizdeki insanlar cunku sosyal aglarda bulunmayan arkadaslariniz varsa sizde disaridan izleyebilirsiniz lakin teknolojiyi ilerlemenin tek yolu oldugunu savunuyorum bizi oldurse de bagimlisi yapsa da.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hayatımı bilgisayar karşısında geçirmeye razıyım yeter ki teknoloji olsun diyorsunuz yani...:))))tüm fikirler ve yorumlar bizim için altın degerinde...Teşekkür ederiz.

      Sil
  4. yakınında yaşıyor olsam mesai izin verse sen kızmayacak olsan ... kapında yatar kalkardım :)) anlatım bakış açısı kelimeler edebiyat ve hepsinin içinde zerafet. unuttuğum yada uzun zamandır karşılaşmadığım değerleri hissettirdin sen bunu amaçlamadan yazmış olsanda. Allah seni başımızdan eksik etmesin. hergünün bir öncekinden daha mutlu geçsin...halit yağlıoğlu

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Böyle degerli bir okuyucu edindiğim için çok mutlu oldum, ne güzel sözler bunlar...Mutluluk da kelimeler de hepimizin, yeter ki uzanıp almasını bilelim. Bütün blogu okudun helal olsun sana Halit ve tekrar teşekkürler.

      Sil

Çok teşekkür ederiz,yorumlarınız bizim için çok değerli.