1. Bölüme sol taraftaki Mart ayı arşivinin altından ulaşabilirsiniz.
Rahmi de böyle bir
cevap beklemiyor olacak ki elindeki silahı önündeki çalışma masasının üzerine
bıraktı. Aklına öylesine gelen bir numarayı çevirmiş, nefret ettiği yaşamdan
kurtulmadan evvel son kez bir insan sesi duymak istemişti gerçekten. Büyük olasılıkla ya telefona kimse cevap
vermeyecek ya da cevap veren manyak mısın be adam deyip suratına kapatacaktı
ama bunların hiçbiri olmamıştı. Tatlı ve genç bir ses, ama en az sanki kendisi
kadar hayatından memnun olmayan ve yanlız bir ses O’na hiç de ummadığı bir
şekilde yanıt vermiş ve ahizenin diğer ucunda Rahmi’nin ağzından çıkacak
kelimeleri beklemekteydi. Adamın içi bir anda yaşama ve o kıza yardım etme isteğiyle
doluverdi. Yaşamak için ihtiyacı olan tek şey birinin yaşamak için ona ihtiyaç
duyması mıydı? Bu kadar basit miydi yani?
Az önce ölmeye son
derece kararlı adam böylesine düşüncelere dalmışken ilk duyulan ses Aslı’nınki
oldu; Neden ölmek istiyor sunuz, Size kendinizi bu kadar çaresiz hissettirecek
ne yaşadınız, anlatmak ister misiniz? Rahmi de içinden peki Siz diye
geçirdi; gecenin bu saatinde arayıp
ölmek istediğini söyleyen bir adamla konuşacak kadar nazik bir insan mısınız
yoksa bu kadar yanlız mı, aynı benim gibi.
Rahmi Ankara’ya yakın
bir çiftlikte büyümüştü. Anne ve babası hayvancılıkla ugraşırlardı; minik de
bir mandıraları vardı; süt yoğurt falan satarlardı işte. Rahmi tek çocuk
değildi aslında, bir kardeşi vardı. Şimdi yüzünü hatırlamakta zorlandığı, henüz
8 yaşındayken ağaçtan düşüp kafasını taş’a çarparak hayatını kaybetmiş bir
kardeşi. Rahmi 10 yaşındaydı o zaman; birlikte kocaman Çınar’a kadar
yarışırlardı ve kim önce ağaca tırmanırsa o yarışı kazanır, kaybeden de o gün
ineklerin sağılmasına yardım ederdi. Her zaman 0’ndan daha hızlı koşan daha
atak, daha çevik ve aynı zamanda çok daha hırslı kardeşi o gün de yine ben
kazanacağım inekleri sen sağacaksın tutkusuyla pervasızca ağaca tırmanırken
birden Rahmi'ye çarpıp ayağı kayarak düşmüş ve düştüğü yerden bir daha kalkamamıştı.
Başından
akan kanların oluşturdugu minicik bir göl içerisinde yatan minicik bir
çocuk...Bu görüntüyü hiç unutmadı Rahmi; anne ve babasının O’na nefret eden
gözlerle suçlarcasına bakışlarını hiç unutamadı. Bu suçlayan bakışların O’na
son bakışları olduğunu da unutmadı. O günden sonra hüzün ve sessizlik hakim
olan evde Rahmi yokmuş gibi davranıldı, sadece ihtiyaçları karşılandı. Kendini
derslerine verip çok başarılı bir öğrenci olan Rahmi Üniversite sınavlarını
kazanıp İstanbul’a geldi. Çok başarılıydı başarılı olmasına ama kağıt
üzerindeki notlarda, bunun dışında sessiz, sakin, içine kapanık ve asosyal
oluşu O’nu iş hayatında başarılı olmaktan alıkoymuştu. Sayısını unuttuğu iş
değiştirmelerden sonra her şeyi bırakıp kendini eve kapatmış, anne ve babasının
çiftlikte çıkan yangında hayatını kaybetmeleriyle kendine kalan arazinin
satışından aldığı paranın faiziyle yaşamaya başlamıştı...
Ama artık yavaş yavaş
parası tükenmeye başlamış, zaten çok az olan arkadaşları birer birer kendinden
uzaklaşmış, dünyada kendinden ve kurtulamadığu suçluluk hissinden başka
hiçbirşeyi kalmadığından, nefes alma isteğini kaybetmiş ve kardeşinin yanına
gitmek üzere silahı eline almıştı. Fakat içinde bir yerlerde O’na yaşamaya
devam etmesi gerektiğini söyleyen bir ses vardı, sanki O’nunla
konuşuyor, yaşaması için ikna etmeye çalışıyordu. Belki de bu ses yüzünden telefonu
eline almış, diğer elinde silahla aklına geliveren ilk 7 numarayı çevirmişti.
Ve işte şimdi karşısında daha önceden tanıdığını hissettiği, nazik ve yalnız bir ses vardı, henüz sesin adı yoktu ama öğrenecek ve
gecelerce O’nunla konuşacak, konuştukça görmeden aşık olacaktı Aslı’ya...Peki
ya Aslı...İçindeki boşluğu Rahmi’nin sesi ve duygusallığı ile doldurup Mahir’in
başarı ve kendine güveniyle mi bütünleyecekti....
Alev Keskin
-->
Selam Alev Romanın 2. bölümünü de ilgiyle okudum gerçekten sürükleyici blogu sık kullananlara ekledim takip edeceğim Bu bölümde sevgisiz büyüyen insanların ilerleyen yıllarda asosyal olmasını düşündürttü sevgi yaşamın temeli Belki genelleme yapmak doğru değil ancak suçlara karışmış insanlar anne babası ayrılmış ya küçük yaşlarda kaybetmiş ya da onlar olsa bile sevgisiz büyütülmüş insanların arasından çıkıyor maalesef. İlgiyle takibe devam eline yüreğine sağlık @trndmrz
YanıtlaSilSenin yüreğine sağlık sevgili @trndmrz. Her bölümün sana hissettirdiklerini anlattığın için ayrıca teşekkür ederim. Bittikten sonraki genel yorumun ne olacak çok merak ediyorum:) Şu andaki tespitinin ilerde birşeylere yol açacağı kesin ama ne olacak bu ilerleyen bölümlerde göreceğiz:))Fazla uzatmadan bitireceğim merak etme, sadece olmazsa olmazları yazıyorum mini roman-hikaye dedik baştan yoksa bundan bir kitap çıkarabilir mişim yazmaya başlayınca farkettim:)
SilSevgiler
böyle insanlara çok kızıyorum. sıkışınca hemen intiharı planlıyorlar. hayat kimseye kolay değil. zaten yaratıcı test etmek için yaşatıyor. sınava tabi tutup geçene ödül kalana ceza veriyor. sınavım kolay olsaydı bende basit olurdum. ben hiçte hafife alınacak bir insan değilim. (ukala ben:)) )yorum dersen. bu kısmada yorum yok. ben işin zihinsel sonucunu bekliyorum. :))
YanıtlaSil