Neden Buradayız?

Sosyal Medyacı küçük kardeş yeni böbrek nakli olmuş büyük kardeşe demişti ki beş yıl önce "bre kardeş gel beraber kardeş kardeş bir blog açalım, hem çalalım hem oynayalım; bizimle oynamak isteyenleri de aramıza kata kata kocaman bir aile olalım."

İşte böyle çıktık yola,hem kendimiz için hem sizin için, hayatın ve hayatlarımızın içinden, aklımızdan geçenleri, aman aklımıza gelmesin dediklerimizi; görüşlerimizi; yaşanmışlıklarımızı ve yaşanmışlıklaşmasını umduklarımızı; Dün’ün Bugün’ün olası Yarınların içine Siz dostları da katıp, arkamızda rüzgar önümüzde hayat, savrulalım dedik.

Her telden çalmak için burdayız, hem ağlatıp hem güldürmek, bazen güldürürken ağlatıp bazen ağlatırken güldürüp hep düşündürmek için. Gün gelecek stresimizi atacağız birlikte, gün gelecek kızıp bağıracağız ama inanın kızarken bile mutlu olacağız; Çünkü biz inanıyoruz ki mutluluk varılacak hedef değil, katedilen yoldur. Biz bu yolda iki mutlu noktayız ve sizlerle bir sürü mutlu noktacıklar olmak için buradayız....



11 Kasım 2013 Pazartesi

"Olmaz olaydım..."



İlk bakışta etkilenmenin büyülü bir yanı vardır; etkilendiğiniz şey ister bir bir insan olsun, isterse de bir mekan...
Ayak bastığım anda güzelliğiyle beni içine çeken yerlerden biri oldu, Batman’ın küçük, sadece 7.637 nüfuslu ilçesi Hasankeyf...

Gezintimize başlayalı henüz beş dakika bile olmamıştı ki, bir anda iki küçük kızın sesini duyuverdik: “Sizi gezdirmemizi ister misiniz?”

En tepeye çıkmak istiyoruz dedik ama en kestirme yoldan. Yüzlerinde bizi gezdirecek olmanın onlara verdiği gururu gördük. Biri 6, diğeri 9 yaşında olan iki HasanKeyfli çocuğun sıcak gülümsemesinin peşine takıldık ve yokuş yukarı çıkmaya başladık.

Minicik taş evler arasında halkalar çizerek, küçük kızların hızına yetişmeye çalışarak, zirveye ulaştık. 



Bulunduğumuz yerdeki küçük kafede, misafirperver rehberlerimize yemek ısmarlamak istedik ama yoğun ısrarlarımıza rağmen kabul etmediler. Zaten daha sonra ilçenin en güzel kafesinde tost bile satılmadığını öğrendik. O zaman bir şeyler içelim dedik. Kızlar, büyük bir heyecan içinde ama utanarak cola cola istediler. Hayatımda bir eliyle cola cola kutusunu, bir eliyle pipetini bu kadar büyük bir mutlulukla tutan kimseyi görmemiştim. Kızların elindeki coca cola kutusu, bir hazine gibi görünüverdi. Tahmin ediyordum ama yine de değerin insana ve ortama bağlı olarak bu denli değişebileceğini düşünmemişim...

İçeceklerimizi yudumlarken, “kardeşleriniz var mı?” diye sorduk. Sorumuzun cevabı bizi önce hüzünlendirdi, sonra güldürdü, en sonunda da sessiz bırakacak şekilde düşünmeye itti:

“3 tane var. 8 tane daha varmış ama ölmüş. Ben de olmayacakmışım. Anneme hap vermişler, annem hapı yemiş ama olmuşum. Olmaz olaydım.”

O sırada diğer küçük kız da “Olmaz olaydık” deyiverdi.

“Neden öyle diyorsunuz?” diye sorduk önce, anlam veremeden. Daha sonra ailelerinin onlara sürekli olarak bu cümleyi kurduklarını fark ettik: “Olmaz olaydın!”

Hasankeyf’in çocukları o kadar yürekten söylüyorlar ki bu cümleyi; tarihi, 10.000 yıl öncesine kadar giden, 1981'de doğal koruma alanı bile ilan edilen bu ilçe, üzerinde yapılması planlanan Ilısu Barajı ile sular altında kalmayı bekliyor. Kim bilir bekli ilçenin kendisi de “Olmaz olaydım” diyor..
Eski tarih ve kavimlere göre "korunmaya musait" yer demek olan HasanKeyf’e, görünen o ki; anlamının hakkı verilmeyerek, “olmaz olaydın” deniyor...

Olmaz olaydınız!

                           
 Çiğdem Keskin
Twitter / @keskincigdem

4 yorum:

  1. Ne kadar da acı bir annenin çocuğuna olmaz olaydın demesi...! Şehrin sakinleride bir ebeveyn gibi aynı şekilde yaşadıkları çevre için aynı duyguları beslemesi..Bakış açısının önemini bir kez daha vurgulamışsınız yazınızda.. Değerlerin yok olmadan, yitirilmeden kıymet bilinmesi dileğiyle..Yüreğinize sağlık..Başarılar dilerim..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aynı dilekleri paylaşıyoruz, umuyoruz...
      Esas sizin yüreğinize, zamanınıza, kaleminize sağlık ki okumak ve bunu bizimle paylaşmak inceliğini gösterdiniz. Sevgilerimizle

      Sil
    2. Çok teşekkür ederim güzel sözleriniz için.. :-)

      Sil
  2. Sancaktar ilanı ile çok iyi örtüştü bu başlık zamanlama olarak.
    Hasankey'te bizi gezdiren çocuk devamlı dizilerden referans vermişti. "burası bilmemkim ağanın tarağını attığı yer" , "burası bilmemkimin kendini attıı yer " diye. biz bilmeyince de çok şaşrımıştı. bir de damlardaki yazlık yataklar niye mavi olur açıklaması bizi bitirmişti. siz de öğrendiniz mi?
    onun dışında nasılsınız kızlar? eren tapan

    YanıtlaSil

Çok teşekkür ederiz,yorumlarınız bizim için çok değerli.