Sabah yataktan hayıflanarak kalkan Ahmet, çalar
saatin yanağına bir şaplak indirip, yastığı ile vedalaştıktan sonra, aheste
akan suyun tenine değişiyle uyandı. Bir çok
şeyin zamanının dolduğu bu sabah, bomboş bir zamanın koynu, yeni dolacakların
aranağmesiydi. Dünkü kızarmış ekmek kokusu daha üzerine yağ sürülemeden pencereden
dışarı sızmış, pervazda Ahmet’i bekleyen kuş mis gibi ekmek kokusuna
dayanamayıp peşinden başka diyarlara kanat çırpmıştı. Dolapta kesilip yumurtaya
katılmayı uman sucuk, küflü gözyaşlarına boğulmuş, yumurtanın içinden çıkan
civciv horoz olup, başka sabahlarda başkalarına öter olmuştu...
Geç kalınmış bir şeyler vardı; zamanında
seçilemeyenlerin zamanı dolmuştu. Ahmet eli boş, yanakları sarkık, sırtında bir
ağırlık sabaha ağır konuştu. Sabah o kadar kızdı ki, aldı Ahmet’in kendisini
yaşama seçeneğini, yerini öğlene bıraktı; Ahmet iş yerinde çalmayan telefonunun
bekçiliğini yapıp dün açmadığı telefonlara hüzünle anısını çevirirken buldu
kendini. Dün aldığı davetler dünde kalmış, dün öpmesi gereken dudaklar bugün
öpülmekten kaçmıştı. Alt kattaki restorana inip bir menemen söyledi;
"yumurtalardan horoz çıktı menemen de menüden kalktı" dedi garson, Ahmet de
umduğunu değil bulduğunu açlığına doldurup, yavaş yavaş kararan havada yavaş
yavaş adımlar saldı sokağa. Dün sinemada en çok görmek istediği film vardı, bu
akşam yerini "geçmiş zamandan kovalananlar" almıştı.
Yürüdü Ahmet; dün eline koluna sığdıramayıp hiç
birini taşımamayı seçtiği, bugün geri dönüşüm kutusunda yerini alan olası
anılarının ağırlığı sırtında, yavaş yavaş adım üzerine adım attı. Attıkça
hızlandı. Burnuna dolan ilk güzel kokuyu bu koku yarın burada olmayabilir
diyerek içine çekti, içi de bir iç çekti; dünkü seçenekleri belki bugüne
devretmemişti, ama bugünküleri çürütmeden hayatına katıp olası anılara
gecikmeden kucak açmayı Ahmet dün kaybettiklerinde öğrenmişti.
Bazen kaybetmemeyi öğrenmek için önce kaybetmek gerekir
; zamanında seçilmeyenin, seçilme zamanının er geç geçeceği hayatın ileri
akışının şırıltısıdır ki ben de Ahmet de daha güzel bir nağme duymadık.
Dün kaybettik; bugün “ bazı hatalarım harikaydı,
bazı harikalarım ise hata ” diyerek içinde horoz büyütmeyen yumurtalardan
yapılmış bir menemeni afiyetle yedik.
-->
emeğine sağlık çok anlamlı
YanıtlaSilçok teşekkürler sevgili Adsız:)
SilEpey iyi olmuş bu :)
YanıtlaSilçok çok teşekkürler, begendiğinize çok sevindim; düşüncenizi paylaştıgınız için de ayrıca teşekkürler:)
SilTarzınız ve yazılarınızdaki içtenlik süper okuyacağım !
YanıtlaSilÇok çok teşekkür ederim, begenmenize ve düşüncenizi paylaşmanıza çok çok sevindim:)
Sil